Bizi Takip Edin

Anne ve Bebek

2 Yaş Çocuğunun Özellikleri

Yayınlandı

on

2 yaş çocuğunda negativizm dediğimiz dönemi yaşarız yani her şeyin tersini yapma eğilimi… Yapma dersiniz yapar, koşma dersiniz koşar. Çünkü beyni kelimenin ilk hecesini alır: Yap, Koş… Olumsuzluk yapma eğilimi olduğu için dili olumluya çevirmek çok önemli.  Koşma yerine yanımdan yürü, bağırma yerine küçük sesimiz nerde gibi… Bütün yaş dönemlerinde önemli ama 2 yaşta anne baba arasında tutarlılık daha bir önem kazanıyor. Evetse evet, hayırsa hayır… Çünkü çocuk bir anneye bir babaya bakıyor ve bilinçaltında “Bunlar daha aralarlında anlaşamıyorlar bana kural mı koyacaklar” diyor. Çocuğu dinlemeyi bilmek de gerekiyor. Ne kadar çok dinlerseniz karşı tarafın size anlatacak o kadar çok şeyi oluyor.

 

2 yaş kişiliğin geliştiği dönemdir. Anne babalar çocukların dirençleri ile ilgili şikayetlerde bulunduklarında “Ne güzel, bunlar kişiliğinin geliştiğinin göstergesi” diyorum. Çocuk bu nokta da diyor ki “SEN VARSIN AMA BEN DE VARIM VE BİR FİKRİM VAR” siz bu yaklaşımı çok fazla hayırlarla, kurallarla götürürseniz, biraz kişilik zedeleniyor. Ama çok fazla kuralsız götürürseniz o zamanda sınırsız, doyumsuz bir kişilik gelişebiliyor. Evet ve hayırları dengeye oturtmak gerek. Gün içinde nelere evet nelere hayır dediğinizi düşünün. 2 yaşta çok fazla “Hayır!” olmaması gerekiyor. Biraz daha esnek bir hava çizebilmek ve kendi yapabildiklerine olanak sağlamak çok önemli.

 

Sınırlar konusunda anne baba olarak önceden fikir birliği sağlamak gerek. Ailenin sorumluluğunda olan konularda ortak karar gerekir. Okul, yemek, uyku saatleri gibi… Bu konulardaki rutin çocuğu rahatlatır. Ne kadar hırçın davransa da “Hayır”ı gördüğünde aslında çok rahat ediyor. Ne kadar istemiyor gibi görünseler de bu kuralları rutinler dahilinde yaşamlarında oturtmaları lazım.  Çocuğa annenin ayrı babanın farklı davranması ise otorite açısından oldukça riskli

 

RANA ARIBAŞ AMAÇ İşini yapması gerektiği gibi yapan, iş disiplini olan bir insanım, işimde en iyilerden biri olarak anılmak istiyorum ,topluma katkı koymak asli hedeflerimdendir. DENEYİM 1990–1993 Petkim Yarımca Sistem Yöneticisi  IBM Mainframe sistemlerin kurumu  Bilgisayarların bakım ve planlaması  PC lerin kurulması, Novell 2.20  Firma içi eğitimler . 1993–1999 Philip Morris SABANCI Adana-Diyarbakır Bölge Sistem Yöneticisi  Tüm elektronik sistemlerin kontrolü bakımı  Tüm bilgisayarların bakım plan ve teknik desteği  Firma içi eğitimler ve alımlar. 1999–2000 Annelik nedeniyle ara veriş 2000-2002 Mercedes Benz Aksaray Sipariş Proğram Mühendisi 2002- Kalite Güvence Danışmanlığı Kurumsal Danışmanlık &Eğitim- TQM ISO 9001:2000 , 16949,HACCP, OHSAS EĞİTİMLERİ VE AKTİF UYGULANMASI ve 14001 çevre belgesi.,TÜBİTAK-TEYDEB,KIRSAL KALKINMA, GEF-UNDP, FP7, CE, AB Projeleri , SMM faaliyetleri,CE UNDP ile yürütülen gönüllülük çalışmaları ,UNDP ve KALDER ile yürütülen Türkiye geneli CE eğitimleri (3 ay) 2006- Erişim Asansör Arıza bakım müdürü ve kalite yönetim temsilciliği EĞİTİM 1985-1990 YILDIZ Teknik Üniversitesi İstanbul  Kocaeli Mühendislik Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü  Mesleki amaçlı çeşitli seminer ve kurslar.  PLC, CNC, AS400, Novell, Windows NT, Handheld Computer, Autocad2000, FMEA,Kontrol Planları,PPAP,APQP,ERP,SAP,Kalkınma Ajansları Program Yazma Eğitimi, İş Güvenliği Eğitimi, ISO 9001:2000 eğitimi.Proje yazım eğitimi. İhracat ve dış ticaret uzmanlığı eğitimi,enerji yöneticisi eğitimi,ohsas iç tetkikçi eğitimi, asansör smm eğitimi, pcm eğitimi İLGİ ALANLARI Traking,sinema, fotograf, bilgisayarlar. DİL İngilizce : Çok iyi düzeyde Almanca : İyi düzeyde EĞİTİM TECRÜBELERİ Alınan Eğitimler * ISO 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Genel Eğitimi * İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme ve Derecelendirme Eğitimi * ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi Temel Eğitimi * ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Genel Eğitimi * İç Tetkik Eğitimi * Gerilla Pazarlama Eğitimi * İş Geliştirme Eğitimi * 22000 Eğitimi * NLP Eğitimi * Stratejik Yol Haritası (SHY) Hazırlama Eğitimi * MAP Eğitimi * 16949:2002 Eğitimi * Teknik Dosya Hazırlama Eğitimi * İnsan Kaynakları Yönetimi Eğitimi * Dış Ticaret Uzmanlık Eğitimi * Yapay Zeka Eğitimi * Acil Durumlar Eğitimi * Tıbbi Atıkların Yönetimi Eğitimi * PCM Eğitimi * Proje Yazım Eğitimi * Yenilenebilri Enerji Eğitimi Enerji Yöneticisi Eğitimi Verilen Eğitimler Eğitim adı İlk Yardım Eğitimi Eğitim tarihi Şubat 2004 Eğitimi düzenleyen kurum Renk Ajans Eğitim adı FMEA;PPAP,APQP Eğitimi Eğitim tarihi Aralık-Mayıs 2008 Eğitimi düzenleyen kurum Modern otomotiv Eğitim adı CE, ISO 9001:2000 Eğitimi Eğitim tarihi Eylül 2007 Eğitimi düzenleyen kurum İMER LT Eğitim adı İŞ Güvenliği Eğitimi Eğitim tarihi Haziran 2006 , Temmuz 2007, aralık 2010 Eğitimi düzenleyen kurum MBS; Renk Ajans ,Erişim Asansör Eğitim adı PCM Eğitimi Eğitim tarihi Ekim 2011 Eğitimi düzenleyen kurum Renk Ajans Eğitim adı KOSGEB’e porhe hazırlama eğitimi Eğitim tarihi Eylül 2011 Eğitimi düzenleyen kurum Huzur Otogaz Seminer adı Motibasyon, Etkili İletişim, Beden ve Renk Dili Seminer tarihi Temmuz 2006 Semineri düzenleyen kurum Motaysan BAĞIMSIZ GÖREVLENDİRMELER Görevlendiren Kurum AHİLER KALKINMA AJANSI Görev Bağımsız Değerlendirici Tarih ARALIK 2010 Görevlendiren Kurum İSTKA Görev Bağımsız Değerlendirici Tarih EKİM 2011 Görevlendiren Kurum T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı / İktisadi Kalkınma Mali Destek Programı Görev Bağımsız Değerlendirici Tarih Nisan 2011 PROJE TECRÜBELERİ Proje adı ve referans numarası Tarımsal sulamada Hibrid Enerji Proje fon kaynağı ve destek adı GEF/UNDP Proje tarih ve yeri Aralık 2008 Niğde Proje adı ve referans numarası Aksaray İçme Suyunun Temizlenmesi Proje fon kaynağı ve destek adı Ahiler, Kırsal Kalkınma Proje tarih ve yeri 2010 Aksaray Proje adı ve referans numarası Doğalgaz Dönüşümde teknolojik Yatırım Proje fon kaynağı ve destek adı KOSGEB Proje tarih ve yeri Temmuz 2010 Aksaray Proje adı ve referans numarası Kültürlerası Dialog Proje fon kaynağı ve destek adı MFİB Proje tarih ve yeri 2007 Aksaray Saratlı belediyesi Proje adı ve referans numarası Eski Aksaray Un Fabrikasının Sanayi Müzesine Dönüştürülmesi Proje fon kaynağı ve destek adı Ahiler Kalkınma Ajansı Proje tarih ve yeri 2011 Aksaray Proje adı ve referans numarası Renk Ajans Üretim Kapatesi Artırımı Proje fon kaynağı ve destek adı Ahiler Kalkınma Ajansı Proje tarih ve yeri 2011 Aksaray Proje adı ve referans numarası Plastik Şişedeki Ergonomik Ekolojik Yaklaşımlar Proje fon kaynağı ve destek adı TÜBİTAK TEYDEB Proje tarih ve yeri Aralık 2009 Aksaray Çeşitli danışmanlık firmalarına üretilen Ajans Projeleri,TÜBİTAK-TEYDEB AB,TKDK, KOSGEB Projeleri Doğum Yeri : Aksaray Doğum Tarihi : 29.05.1968 Adres : Minarecik Mah. Belediye Cad. Arı Apt. 16/1 68100 Aksaray tel: 0535 5122124

Okumaya devam et
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anne ve Bebek

Sağlığına dikkat et

Sevdiklerin ve kendin için Sağlığına dikkat etmelisin

Yayınlandı

on

Fotoğraf : Sağlık için

Özel Sağlık Bilgileri

“Kendin ve Sevdiklerin için Sağlığına dikkat et”

Sizlere özel sağlık bilgileri hakkında bir takım bilgiler aktaracağız

Okumaya devam et

Anne ve Bebek

BEBEK MASAJI NEDİR?

Yayınlandı

on

Bu yazıda çoğu zaman yaşama sebebimiz olan evlatlarımızın bebeklik döneminde uygulanması önem taşıyan bebek masajı konusunda kısa kısa bilgiler vermeye çalışacağız. İşte o bilgiler.
bebek-masaj-yontemleriNasıl yapılır?
Basit bir gaz sancısı ya da basit ağrılar bebeklerde bazen kabus haline gelebiliyor. Ağlama, huzursuzluk, uykusuzluk, iştahsızlıklarıyla bu tür sorunlarını belli eden bebeklere, uygulanacak küçük masaj teknikleri ile rahatlatmak mümkün.
Doğumundan 15 gün sonra başlanabilecek olan bebek masajında bebeğe, anne ve babaların nitelikli ve programlı bir masaj tekniği uygulamaları gerekiyor.
Mutlaka bir uzmana danışarak başlanması gereken bebek masajının sistemli bir şekilde yapılması büyük önem taşıyor.

Faydaları Nelerdir? Neden Yapılmalı?

Masajın anne ve bebek arasındaki dokunma duygusunu, duygusal bağı gelişirken, dokunma yoluyla bebeğin vücudunda bir takım hormonların salınımı da artıyor.
Bebeğin gelişiminde hızlandıran bir etkiye sahip olan masaj, düzenli yapıldığında bebeğin dolaşım sistemini canlandırıyor.
Solunum ve sindirimini etkin hale getirir.
Masajın bebekte görülen en önemli etkisi sakinleştirici özelliği.
Masaj bebeklerde ağrıları azaltıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Masaj uygulaması bebeklerde ağırlık ve boy artışları üzerinde olumlu etki yaratıyor.
Masaj yapılan bebeklerin boyları diğer bebeklere göre daha hızlı uzuyor.
Yine masaj uygulanan bebekler diğerlerine göre daha fazla çevreyle ilgili olurlar, aktif ve canlı davranış sergilerler.
Masaj nasıl uygulanmalı?
Gelişi güze uygulanmaması gereken masajın mutlaka bir hekim önerisinde, bilgi destekli olması gerekiyor.
Özellikle hasta ve problemli bebeklerde masaj yaparken çok dikkatli olunması gerekirken, dikkat edilmesi gereken en önemli unsurların başında hijyen geliyor.

Kaynak: Prof. Dr. Rahmi Örs

Okumaya devam et

Anne ve Bebek

Lohusa Depresyonu

Yayınlandı

on

Kadınlar hakkında yazmak istiyorsanız onların geçtikleri yollardan geçmeli, onların yürüdükleri gibi yürümeli (yüksek topuklar üzerinde keçi tanrı Pan gibi), sağa sola -sürmeli rimelli- göz süzmelisiniz…

Ve mutlaka ama mutlaka kuaför salonlarında en az bir kaç öğleden sonranızı heder etmelisiniz.Şehrimden ve hemşehrimden ayrı düştüğümden beri kuaförlerle aram bozuk…

alone460

Çünkü şehrimi taze anne olarak terk etmiştim. Bu iki olgu arasında bağlantı kuramıyorsanız ya anne değilsiniz, ya da annenizin yakınlarında konuşlanmış bir annelik yaşamaktasınız.
Bu da ne demek şimdi?
Taze anneler ailelerinden bir kadına en çok ihtiyaç duyan kadınlardır– ki o kıymetleri daha evvel pek bilinmemiş kadınlara evlat emanet edilir ve ondan sonra konsere de gidilir kuaöföre de…

Oysa ben bundan 4 sene evvel elimde 7 aylık bir bebek, çevremde dört duvar kalakalmıştım bir anda. Yaşantımın ani değişimi, ardından hızla yaz dekoru çekilip kış dekoru sürülen ve işte bu yüzden repliğini şaşıran bir tiyatrocuya çevirmişti beni.Önceki dekorda iş vardı, iş arkadaşları vardı, çocukluk arkadaşları vardı, ve elbette içinden çıktığım aile ve elbette ailemin kadınları vardı.
O kadınlar o ailenin uzantısı ailelere doğmuş çocukları bağırlarına basar torun veya yiğen olarak değil de kendi evlatları gibi sever – koklar bakardı. İşte bu yüzden doğumdan sonraki ilk hafta anne olduğumu bile anlayamadım ben. Nasıl anlayayım, çocuk kapanın elinde kalıyor, biri altını açıyor, biri takviye mamasını hazırlıyor , biri avutuyor, biri uyutuyor.

Böylesi bir durumun avantajları olduğu kadar dezavantajları da var elbet. Karnın boş, ellerin boş olunca ruhun da boşluğa düşüyor, hormonlarınsa at koşturuyor, tuhaf tuhaf düşünceler boş kalmış tüm yerlerinin ve en kötüsü de ruhunun duvarlarında çarpa çarpa dehşetli yankılar yaratıyor. Bu yankılarsa insanı muhteşem bir düşüşe hazırlıyor.
Tahmin ettiğiniz gibi düştüğüm şey lohusa depresyonu denen kör bir kuyuydu. Kimilerine göre hamilelikte yeterince omega 3 almadığım için (ki bu olayın biyolojik yönü) , kimilerine göre ise tekil yaşamdan çoklu yaşama (analı-kızlı yemeği gibi) geçip de özgürlüğümden ilelebet vazgeçişim yüzünden (ki bu da olayın psikolojik yönü) düşmüştüm ben bu illetin içine.

Depresyon kelimesinin içinde şımarıklığı çağrıştıran bir tını vardır. Oysa lohusa depresyonu kaprislerden bağımsız su götürmez bir bunalımdır. Aksi takdirde bir kadın nasıl bebeğini öldürebileceğinden korksun?

O günlerde kızımın o minik başını iki elim arasına almaktan korktuğumu hatırlıyorum. Tabiki zarar verebilme “ihtimal ihtimalim” yüzünden. Ama bu korku öyle böyle bir korku değil, hani bebeği düşürmekten korktuğu için kucağına alamayanların ki gibi değil, basbaya kırmak (sanki oyuncak bebeğini kırar gibi), birden kendini onu kırmış bulmak korkusu…

Kötü günlerdi. Böyle bir şey yapmayacağını bilsen de, ve hatta böyle bir şey yapmaya kalkacak birini ellerinle boğacak kadar evladını sevdiğini bilsen de anlatılması güç – rezil bir çıkmazdı.

Durumun vehameti onu kocama anlatamamamdan belliydi. Adam aklı bizde kalmadan işe nasıl gider diye düşünürdüm. Hem zaten bu korktuğum şeyin sadece kendime eziyet seviyesinde kalacağını, asla gerçeğe dönmeyeceğini de (neyseki) bilirdim… Bir de kayınvalidemden dinlediğim kendi hikayesi de işe yaramıştı.

Zarar vermeye dönük korkularımı tam olarak anlatmamış olsam da 9 ay boyunca büyük bir aşkla beklediğim bebeği ilk etapta pek de sahiplenemediğim aşikardı. Herhalde ona “ sanki başkasının bebeğini bana emanet etmişler, daha tam alışamadım- benim gibi gelmiyor,” türü laflar ettiğim bir anda bana karlı bir balkondan bahsetti. Bu balkon, ilk çocuğunun doğduğu 1971’in Şubat ayında karlanmış kendi evlerinin balkonuydu.

Doğum sonrası depresyon denilen şey sadece 2000’li yıllara has bir şey değildi ve 71’in Şubat ayında bir kadın, karlı bir balkona bakıp bir kaç günlük bebeğini o balkona koysa ölüp ölmeyeceğini düşünmekteydi…Elbetteki koymamıştı… Aradan 33 yıl geçip de o kadının gelininin kendi bebeğinin boynunu kırmadığı gibi.

Daha evvel de lohusa depresyonundan bahsetmiştim. Ama böyle açık bir itirafla değil. Şimdi yazıyorsam kendini yalnız hisseden, kendini (özel bir depresyonun kollarında değil de) delirmiş hisseden herhangi bir taze anneye yardımım olur diyedir.

Ve tüm bunların tekrar hatırıma gelmesi, tatilde memleketime, dolayısıyla ailemin kadınlarına, ardından kuaför koltuklarına kavuşmamdan mütevellit bir rahatlamanın eseridir….

Okumaya devam et

Trend

Copyright © 2016 Bilgi Sağlık. Theme by KKtmr - webtasarimi.gen.tr